LOZAN HEZİMETİ

LOZAN HEZİMETİ

 

 

 

 

 

 

Her ne kadar resmi tarihe göre Lozan bir “zafer” olarak takdim edilse de, gerçek tarihe göre “hezimet” olduğu gayet açık ve nettir. Sitemizi yakından takip edenlerin de bildiği gibi, bu konuda birçok yazı paylaştık.

Şimdi ise  L’Eclair [(Paris) Gazetesi, 23 Ağustos 1923]. gazetesinin Lozan Antlaşmasıyla ilgili çarpıcı bir değerlendirmesine yer veriyoruz:

 

“Türk beylerin zafer kazandıkları belirtiliyor. Eğer bu doğruysa, onların, evlerinin kalıntıları üzerinde şarkı söyleyerek dans eden körler olduklarını söyleyebilirim. Türkler daha düne kadar Osmanlı Imparatorluğu’na sahiptiler. Egemenlikleri Balkanlar’dan Hint Okyanusu’na, Kafkasya’dan Mısır’a kadar uzanıyordu ve Lozan’ı imzaladıktan sonra işte sancakları Arabistan’da, Filistin’de ve Mezopotamya’da ve Suriye’de yere düştü. Tabii, Muhammed’in (sallallahu aleyhi vesellem) büyük ailesinin (Islam alemi) başına böyle bir felaket hiç gelmemişti.

Türkiye Lozan’da fedakarlıklarının en büyüğünün altına imza koydu. Bundan böyle Osmanlıların bakışları, eski imparatorluğun en güzel, en güçlü ve en zengin bölümü olan doğudaki bölüme çevrilemez. Mekke kervanlarının yolu artık onların topraklarından geçmeyecek. Kutsal kentlerin kendileri de yabancıların egemenliğine konacak. Ankara Meclisi kendini canlı törenlerin neşesine teslim edebilir. Türklerin sapkınlıkları ve ateşleri artık beni şaşırtmaz. Hiçbir şey anlamak istemiyorlar; tükenen halklar böyle olur.”

 

İşte gördüğünüz gibi Lozan bizim için bir zafer değil aksine bir kati bir hezimettir!